Atakan Boyoğlu: Emek düşmanı düzen değişmeli

1985 yılında İstanbul’da doğdum.

İstanbul için tek bir tanım yetmez elbette ama ülkemizde toplumsal mücadelenin ve üretimin, işçi sınıfımızın kalbi İstanbul’da atar demek herhalde abartı olmaz. Ülkenin her yerinden, her kökenden, her inanış ve kültürden emekçilerin türlü nedenle göç ettiği bir kent olması da cabası. Ben de Erzincanlı Alevi bir aileden geliyorum.

Beş çocuklu bir işçi ailesinin üçüncü çocuğuyum.

İlkokulu Erzurum’da, ortaokul ve lise öğrenimimi İstanbul’da tamamladım. Maddi yetersizlik nedeniyle üniversite öğrenimimi tamamlayamadım.

2004 yılında Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldum. Uzun bir süre Güngören ve Bağcılar bölgelerinde tekstil işçileri arasında mücadeleye emek verdim. Kentsel dönüşüme karşı Tozkoparan Kültür ve Dayanışma Derneğinin kuruluşunda görev aldım. Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece, Fatih, Esenler ve Güngören’de siyasi çalışmalar yürüttüm. Evliyim ve bir kızım var.

Kızımın ve tüm çocukların geleceği için sosyalizm seçeneğini güçlendirecek bağımsız adaylar arasına katıldım.

BİZİ BİZDEN BAŞKASI KURTARAMAZ!

Biz çıkıp kendi geleceğimiz için mücadele etmezsek başaramayız. Milyon dolarlarına rağmen bizim çıkarımızı savunacağını söyleyen, bize benzediğini iddia eden adaylara, evde çay içip dizi izleyerek, oy vererek, “Helal olsun” diyerek bu memleket kurtulmaz.

Ayağa kalkmanın tam sırasıdır dostlar!

Gelen ekonomik kriz bizim için geliyor. Zira onlar çoktan servetlerini yurt dışına çıkardılar ama bizim kaçıp saklanacak bir yerimiz yok. Aksine biz ayağa kalkarsak onların nasıl arkalarına bakmadan kaçtığını göreceksiniz.

Sağcıyla sağcı, solcuyla solcu olandan bize gelecek çıkmaz.

Bu düzen değişmeli; bu düzeni biz değiştireceğiz.

Her sokakta, her iş yerinde, her mahallede, her okulda “Bu Düzen Değişmeli Komiteleri” kuracağız. Kapısı çalınmadık ev, girilmedik sokak bırakmayacağız.

İstanbul’un en geniş seçim bölgesindeyiz. Gidilecek çok yer, yapılacak çok iş var. Çatalca-Silivri hattında tüm fabrikalara gireceğiz.

Selimpaşa, Kavaklı ve Değirmenköy’de her kapıyı çalacağız, Büyükçekmece, laikliğin tek temsilcisi olduğumuzu bilecek. Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Hadımköy ve Kıraç’ta tüm emekçilerin kapıları çalınacak. Bakırcılar’da, Mermerciler’de paydos zili çaldığında işçiler karşılarında önlüklerimizle, bildirilerimizle bizi görecek. Adımızı Fatih Sanayi’deki çırak da bilecek, İbrahim Etem’deki kimyager de. Küçükçekmece’de rantçıların çarkına çomak sokacağız. İkitelli sitelerde işçilerin umudu olacağız. Bakırköy ve Bahçelievler’de ofis, mağaza çalışanlarının hasret kaldığı güler yüz olacağız. Yoksulluğun başkenti Bağcılar’a adımızı yazacağız. Hakkını alamayan işçinin yanında patronunun karşısına dikileceğiz. Emekçi mahallelerini zengine peşkeş çeken rantçılara, “Bu memleket de bu mahalle de bizim!” diyeceğiz.